Tuesday, December 10, 2013

Ailemiz Genisliyor


Soze nereden baslamaliyim bilemiyorum.

Kac aydir ne bloga birseyler yazabildim, ne de kendim icimde duygularimi paylasabildim. Hayat oylesine buyuk bir kosturmaca icinde yuruyor ki durup soluk almak nediri unuttuk. Bir yandan buyuyen oglum Deniz’in enerjisine ayak uydurmaya calismak, diger yandan ev yaptirmak, bir de isler projeler derken icimdeki guzelligi, hayatimiza renk katacak guzel haberleri ancak simdi yazabilme firsatini buldum.

Evet, icim kipir kipir, hayatimiza yeni bir renk, yeni bir anlam geliyor. Pek yakinda Deniz’e kardes, aileye yeni bir birey, bir tanecik kizimiz aramiza katilacak. Yeni yilin hediyesi olucak bizlere. Tabi noel de gelmeyi planlayabilir, dogum bu nasil olucagi onceden kesinliklikle kestirilmiyor.  


Canim kizim icin elbette cok heyecanliyiz. Hele hele ismi icin…Ben kiz isimleri daha kolay olur saniyordum megersem daha bir titizlik istiyormus daha bir zolaniyormus insan. Hele hele bir de bizim gibi hem Turkiye hem Belcika’ya uygun bir isim secmek isteyen bir aile ise. Neyse ki yavas yavas netlestirmeye basladik. Daha son karari veremedik. Supriz olucak herkes icin.

Insan icinde bir canli buyutunce her zamankinden daha bir heyecanli oluyor. Bazen korkuyor ama genelde kendini daha guclu hissediyor. Dunyaya sarilmak isteyen bir canli var simdi icimde, benimle heyecanlanan, benimle gununu yasayan. Bazen korkuyor  da insan, acaba yanlis birseyler yapiyor muyum diye, saglikli olmasi icin her gun dua ediyorum.
 
Ikinci hamileliginde insan ilkine gore daha sakin, daha bilincli oluyor tabi. Ama bu sefer sadece bebegini degil, minik kardesini de dusunuyor. Ikisine de enerjisini vermeye calismak oluyor anne olmanin anlami. 
 
Bakalim bundan sonra bizleri neler nasil gelismeler bekliyecek . Bu acidan hem heyecanli hem de meraktayim bende..
 
 

Wednesday, March 06, 2013

Belcika'da kres durumlari ve hastaliklar...

Bebegin olunca ve ayni zamanda kariyerini de ihmal etmek istemediginde cok fazla caren olmuyor: Bebegini emanet etmek icin ya anneanne , babanneye danisacaksin, ya bir bakici ya da kres bulacaksin.

Belcika’da ise bizim icin tek bir secim vardi: krese gondermek. Lakin kres bulmanin ve hastaliklardan korunmanin bu kadar zor olabilecegini bilemezdik. Burada paylasmak istediklerim tamamen bizim yasadigimiz tecrubelerdir. Herkes icin farkli olabilecegi gibi herkesin kisisel yorumlari da farkli olucaktir.

Belcika’da nufusun hemen hemen 95% i cocugunu 3 ay-2.5 yas arasinda krese gondermekte. 2.5 yasindan sonra devlet okullarinin ana okullarina gondermeniz mumkun. Ya da resmi olarak ilk okula baslama yasi 6 olana kadar evde bakabilirsiniz. Ben 3 yasindan sonra evde kalan bir tek cocuga rastgelmedim. Bunu olsa olsa Belcika’ya gelen gecici yabancilar uygulamakta.

Biz de nufusun cogunluguna uyarak ve butcemizi de dikkate alirsak, herkes gibi bebegimizi kreste buyutmenin yolunu cizdik. Zaten cok fazla da baska caremiz yoktu.
 
Esimin ana dili flamenkce oldugundan,  Belcika gibi hem Fransizcanin hem de Flamenkcenin konusuldugu Bruksel de esimin ana dilinde bir kres secmeye karar verdik. Deniz ile ben Turkce, babasi Flamenkce konustugundan ve bizde esimle kendi aramizda Ingilizce konustugumuzdan dorduncu bir dil olarak Fransizca Deniz icin cok fazla olacakti. Bruksel’de Flamenkce konusulan kresler az sayida olduklarindan kapasiteleri de diger kreslere nazaran daha da kisitli. Belki kulaga cok komik gelecek ama hamile kaldigini ogrenir ogrenmez , 1.5 sene sonrasi icin bile yedek listesine alinirsiniz. Oncelikle gelir seviyesine bakilir. Eger gelir seviyesi digerlerine gore daha yuksek ise sansiniz azalir. Gelir seviyesi de evli ciftler icin her zaman evli olmayan ciftlere gore daha yuksek olacagindan aslinda uygun bir krese kabul edilmek gercekten buyuk bir sanstir. Belcika ‘da insanlarin neden evlenmediklerini daha iyi anliyorum.

Velhasil bizim de Deniz’in kresini bulmamiz inanilmaz buyuk bir tesaduftu. Cunku ben henuz 7 aylik hamileyken ev degistirdigimizden ancak Deniz dogduktan sonra  yasadigimiz yere yakin kresleri arastirmaya baslayabildik. Belediyeye gidip cevredeki tum kreslerin listesini alip tek tek randevu aldik. Maalesef hic birinde yer yoktu..Simdi gittigi kres "Floralia" diger kreslere kiyasla daha olumlu yaklasmisti bize. Direk "bizde yer yo"k demek yerine cozum arayislarina girdi bizim icin. "Mayis ayi gibi 1-2 gun getirebilirsiniz, Haziran da haftada 3 gun, Temmuz da full time" diye bir sema cizmislerdi. Caresiz bizde kabul ettik. Sagolsun oglum hem cok tatli hem de uyumlu oldugundan kresteki bakicilari (en basta Lut) kendisini torunu gibi sevdi. Gerci Lut tum bebekleri kendi torunu gibi sevdigini biliyoruz ama biz Deniz 'i sanki daha da cok sevdi gibi hissettik. 1 ay sonra da Deniz tam gun krese gidip gelmek icin kabul edildi.

Iste o gunden beridir Deniz krese 1 hafta saglikli diger haftalar hasta seklinde gider gelir oldu. 6 ayliktan 1 yasina kadar 8 kere kulak iltihabi gecirdi. En sonunda 1 yasina gelmeden kulaklarina kulak deliklerini acacak ve akinitiyi disariya verecek sekilde tup taktilar. Ayni anda burun etlerini ameliyatla aldilar. Bebeklerin salyalarina karsi alerjisi basladi. Egzemasi oldugunu ogrendik. Biz caresiz yine de krese goturup getirmeye devam ettik. Kulak iltihabini kontrol altina aldik darken bronsiti basliyordu. Oksurugu bitiyor sonra bilmedigimiz bir turlu viruslerle tanisiyorduk. En son opucuk hastaligina sebep CMV virusu ile tanistik. Vucuttan atilmasi 3 ayi buluyormus. Binik yavrum 2 hafta krese gidemez oldu. Caresiz anneanne Turkiye’den yardimiza kostu.

Deniz ile birlikte bizde her turlu hastaligi ogrendik. Ornegin simdi Deniz oksurugu basladiginda hemen ''aerosol' uygulamaya basliyoruz. Yani burunu ve agizi kapsayacak sekilde bir hortumla ilac ufluyorsun. Oksuruk bronsit icin. Turkiye deki doktorlar bunu astim hastalarina uyguladiklarindan bahsetmislerdi bana. Biz ise abartisiz her ay eczaneden makinayi kiraladik. Hala bu uygulamaya devam ediyoruz.

Yine de Deniz kresine gidiyor..Bizlerde okula basladiginda daha rahat edecegi o gunleri sabirsizlikla bekliyor;  bu donemleri “ herkesin basina geliyor” diyerekten kendi kendimize teselli ederkek atlatiyoruz.

Kresin hastalikla ilgili bizlere yasattigi dezavantajlarini bir kenara koyarsak Deniz’ in gelismesi ,sosyallesmesi kendi ayaklarinin ustunde durmasi ve hayati ogrenmesi acisindan cok faydalari oldugunu soylemeden gecemem. Ozellikle Belcika’da ki kreslerde bebekler karisik siniflarda hem kendinden kucuk hem de kendinden buyuklerle basa cikacak sekilde hayata hazirlaniyorlar. Kendilerini iyi hissetmeseler de krese gonderiliyorlar.  1.5 yaslarina kadar 18 derece soguklukta odalarda uyuyorlar. 2 yasina geldiklerinde yer yatagina alisiyorlar.
 
Gercek fikrimi soracak olursaniz..Elimde olsaydi….1.5 senesini  anneme, babannesine emanet eder, ya da kendim bakardim. 1.5 sene sona ise kesin krese gonderirdim. Bebegin ilk yilinda kres hem bebekler hem de aileleri icin cok zor. Ozellikle de hastaliklarla basa cikmalari acisindan..Hastalandiginda bakacak bir yakinimiz olsaydi bu kadar sorun olmazdi belki ama her seferinde isten izin almak, evden calismak gibi tercihler yapmak bizi olumsuz etkilemisti..

Simdi alistik herseye elbette…
 
Deniz, Eylul ayinda ana okuluna basliyacak. Belcika’da 2.5 yasindan sonra cocuklar ucretsiz ana okullarina baslayabiliyor. Oglen uykulari kalkiyor. Cocuklarin kendi kendilerine yemegini yemeleri ve tuvaletlerini kendilerinin hallediyor olmalari gerekiyor. Avruapa da insanlarin neden daha serinkanli olduklarini simdi daha iyi anliyorum. Bizler gibi annelerin, yada anneanne babannenelerimizin sevgili kollarininda misler gibi buyuyen cocuklar olsalardi eminim ki onlarda da Akdeniz kani canlanirdi.

Deniz icin bizde her iki kulturde kendisini iyi hissedecegi, ama asil en onemlisi , mutlu ve kendisiyle barisik bir birey olmasi icin elimizden geleni yapmaya calisiyoruz. Bende, birgun geriye donup baktigimizda  "kreste ne cok hastalanirdi ama iyi ki de krese gitmis" diyecegimiz o gunlerin hatirina bu yaziyi eklemek istedim.

Saturday, December 29, 2012

Hos geldin 2013



En son 2011 yili icin dilek kutusunu acmistim blogumda. Bak iste yine bir yil daha gelmek uzere...Heyecanlariyla nesesiyle suprizleriyle, tecrubeleriyle kimbilir bizlere neler katacak bir yil olacak bizim icin de bu yilda..

Umarim 2013 yili da gecen yillar gibi ogluma, esime, aileme, sevdiklerime ugurlu bir yil olur. 2012 de oldugu gibi guzel supizleriyle hayatimiza nese, renk katar...Gerek is hayatinda gerek ozel hayatta enerjik, pozitif berrak huzurlu bir yil olur...

Is acisindan 2012 yili cok zorlu bir yil olmustu aslinda. Daha yilin ilk gunlerinde tatilden doner donmez isimden ayrilacagimin haberini almistim. 5 ay is arayislari sonunda yeni bir ise baslamistim. Allah a cok sukur ki simdi yeni bir yila yeni isimde girecegim. 2013`un,  is hayatimda bizlere, aileme, yavruma ugurlu olmasini, her isimin rast gitmesini diliyorum. Insanin isine hakkini vermesi ve hakkini almasi ne kadar onemli. 2013 yili umarim is hayatinda olumlu, sansli ve enerjimizi enerji katacak bir yil olur.

Tabi is guc hersey bir yana dursun, dileklerimin en basinda, Deniz geliyor...Hayatimda herseyi... Umarim 2013 yili oglum icin huzurlu saglikli ve mutlu olur...Onunla gecirecegimiz nice guzel anlarimiz olur, bol bol ogrenecegimiz buyucegimiz...Umarim saglik acisindan da gecmis yillara gore daha iyi gecer..2013 yili oglum icin onemli bir yil olacak hem..cunku okula baslayacak..Kimbilir neler olacak hayatinda...Tum gelismeleri gormek icin sabirsizlaniyorum.

Tabi birde Allah`tan esime ve bana guc diliyorum. Tum zorluklari asabilecegimiz, oglumuzu saglik ve huzurla buyutecegimiz, evimizi tamamlayabilecegimiz, her turlu zorluklarin ustesinden gelebilecegimiz gucu Allah verecek bize yine her zaman oldugu gibi.

Anneme babama da torunlariyla gecirecegi, torunlariyla daha bol gorusebilecekleri nice guzel sihhatli zamanlar diliyorum.

2013 yili bizlere suprizleriyle gelsin isterim. Ama hayirli guzel suprizler olsun hayatimizda. Butun hissedecegimiz huzur verecek suprizler. Ailemizle hepberaber saglikli bir yil olsun.

Geriye donup baktigimda tekrar buraya ne guzel bir yildi ne guzel seyler oldu hayatimizde diyebilecegimiz bir yil olucak 2013 de. Biz yeter ki istemesini bilelim. Istemek kadar guzel birsey yok hayatta zaten.

2 gun sonra gorusmek uzere yeni yil...Seni tum guzelliginle bekliyoruz hayatimizda.


Tuesday, October 23, 2012

Deniz''in ikinci yasgunu

Bundan tam 2 yil once kucagima verdiklerinde nefesimin kesildigini hissetmistim, oyle heyecanlanmistim ki gercekten kalbim durmustu bir saniye de olsa. Yumak yumak gozlerini acip bana bakmistin, sanki beni yillarca tanircasina…Yeni dogmus olmana ragmen kafani oyle bir dikmis kaldirmistin ki, merhaba, hayat merhaba dunya, geldim buradayim dercesine, merakla, ilgiyle, heyecanla bakiyordun ve bu bakisin hic degismedi…


Iste bugun 2.yasinda sana baktigimda bende hep o minik bebegi hatirliyorum karsimda..Artik miniklikten cikmis, cocukluga adim atsan bile o ifaden var karsimda ve sanirim ki buda uzun bir sure hep boyle kalacak gibi…Ne komik, annemle babamda bana hep boyle soylerdi de simdi onlari daha iyi anliyorum.

Omrunde daha nice uzun yillar olsun minnoshum, sevdikleriyle huzur ve mutlulukla gecirecegi daha nice guzel dogumgunleri olsun tabi ki..

Tabi bazi detaylari unutmamak gerekiyor buyurken de.
Ikinci yas, ilk seneye gore daha rahat geciyor sanirim, yada bana oyle geliyor.En azindan cogu isini kendisinin hallediyor olmasi buyuk rahatlik. Tabi zorluklari da var ama bu zorluklar daha zevk vermeye basliyor insana..

Ornegin Deniz artik yemegini kendisi yiyor…

Kreste arkadaslarindan ogrendiginden, benim elimden catali cekip ben kendim yiyecegim anne diyen tarziyla artik bende ona emanet ediyorum catali kasigi ve tabagini. Baslarda ne diyeyim cok endiseleniyordum, yemegini nasil yiyecek acaba diye ama simdi kendi arzusuyla yemek yemege basladigini gorunce benim de icim rahatladi acikcasi. Hos, Deniz cabuk sIkIlgan oldugundan 5 kasik sonrasinda ilgili baska bir yone geciyor ve benim devam etmem gerekiyor tabagini bitirebilmesi icin…


Deniz bize artik kahve yapiyor…

Tabi bizlerin yardimiyla ama biraksak eminim ki kendisi de yapar… Babasi kahve ister misin diye bir sormaya gorsun, cafee, kahve , kelimelerini duyar duymaz bir hisim buzdolabina gidiyor, sutu cikariyor, kapagini aciyor, babasinin elinden fincani alip kahve fincania sutu koyuyor..sonra da kahve makinasinin dugmesine basiyor..tabi biz de bu sirada isi gucu herseyi birakip kosturuyoruz ardi sira.

Kaka yaptigini onceden degil ama yaparken soyluyor..

Hala altina bez bagliyoruz ve yavas yavas tuvalet egitimine baslamamiz gerkeiyor. Bu konuda bana tavsiyede bulunacak tum fikirlere acigim.

Alt degistirme isi ise buyuk bir merasim bizde…Ayisi, bumbasi, o an oynadigi ne varsa elinde yani bir ordu oyuncak ile gidiyoruz ve alt degistirme surecinde oyuncaklarini devamli yerlerden toplayip eline veriyoruz. Denizín bu yasina kadar elinin hic bos durduguna sahit olmadim ben…Bu sabah bile krese iki bumbasi ile gitti…

Sarki soyluyor bizlere..

Son gunlerde ezberlemis bir sarkinin melodisini devamli onu mirildaniyor (flamanca bir sarki) Gayet tutturuyor notalari ama sarki sozlerine henuz gecis yapamadik…Eeeee uc dili ayni anda ogrenmeye calistigindan konusma konusunda biraz daha zamana ihtiyacimiz var..

Evet, dil konusuna gelince, esim Flaman oldugundan kendi aramizda Ingilizce, Deniz ile ben Turkce, babasi Flamanca konusuyor. Bize onerdikleri, konustugun dili hic degistmeden tutarli bir sekilde hep kendi dilini konusman. Ben de bu yuzden Deniz ile dogdugundan beri hep Turkce konustum. Babasi ile ne zaman Ingilizce konussam, sonra Deniz'e ne konustugumuzu Turkce anlattim. Deniz kresinde Flamanca ogrendiginden, uc dili de cok iyi anliyor ama cumle kurmakta biraz cekiniyor. Uc bes kelimeyle ve el kol hareketleri ile derdini bizlere cok iyi anlatiyor elbette.

Simdi de songunlerde agzindan dusuremedigi favori kelimeleri:

Bumba: En sevdigi palyaco oyuncagi.

Adam: Yuksel enistenin ismini adam koydu. Adam asagi adam yukari, adam nerede?

Anane: Anneannesi: Sut ictigi kabini kirmis yanlislikla, her aksam sut icerken anane bunu kirdiyi kendisine ve bize hatirlatma geregini duyuyor.

Havhav:Kopek: Hayatinin korkusu, heyecani, ne zaman Turkiye kelimesi gecse yan komsunun kopegi geliyor aklina..

No no no no: Hayir, ama ezgili bir sekilde..

Haaayiirrrr: Hangi elimde oynadigimizda bilsek de bilmesekte kafasini iki yana sallayip haaayiiirrrr demesi cok tatli

Kuki: Biskuvi, dolabi kendisi acar ve bulur ve yer...

Kokala: Cikolata

Namur: Yagmur kuzeni..kopekten cok korkarmis ama, bir de agliyormus, bize oyle anltmaya calisiyor.

Dayi: (bildigimiz noktali i harfi ile) : Oyuncak kartlari almis, birde Namur''un babasi

mum: flamanca cicek oluyor

Didek: cicek, annesine toplar her zaman.

Deeldiiiiikkk: Evimize yaklastigimizda geldik

Kova

Du: su

Teyde: Teyze

Bababaa: Kaplumbag

Tabi dahasi da var ama bunlar aklima gelenler.
Aklima gelen diger detaylar:

Ayakkabilarini kendisi giyinip cikariyor Deniz''im. Hele bir deniz kenari lafini duysun, ayakkabilar ve coraplar cikiyor, guya deniz kenarina gitmis gibi. Sonra da en son gittigimiz tatil anlattiriliyor..Adam varmis, kova, du..havhav , miyaavvv….teyde, …

En cok seyrettigi cizgi filmler: bumba, uki, cuddlies (yumyum, tickles, uu uuu, dodo, hepsini ezberlemis, hatta bir sonra neler olacagini hatirlayip heyecanlaniyor onceden)

Evdeki tum kitaplari okumamiz mumkun cunku bir kitap icin 5 saniye ancak dayanabilyor

En cok ilgisini ceken oyuncaklari:

Puzzles (harbi cok iyi bu puzzle larda), legolar,

Evdeki tencereler, bizlere yemek yapiyor . Sirf bu yuzden kendisine tencere seti aldik ama o bizim evdeki gercek tencereri kullanmakta israrli.

Atcilik, annesi at oluyor Deniz ata biniyor, yada Deniz attan kaciyor.

Muzik kutusu, dvd calar olucak, cikarip takacak cikarip takacak…muzik calinca annesi ile dans edecek

Ciflik oyunu..Babasi ile kesfettikleri bir oyun..Tum hayvanlari salona firlatip atip , toplama oyunu…Erkekler icin ideal..

Valla simdi bunlari yazarken yanlis anlasilsin istemiyorum.Amacim bazi hatiralari olumsuzlestirmek ve geriye donup baktigimizda aaaa evet bu boyleydi seklinde tekrar hatirlamayi saglamak. Umarim sizlerde okurken keyif almissiniizdir…

Evet, bugun oglumun 2.yas gunu. Turkiye'de ki sevdikleri ile de tatildeyken kutlamistik dogumgununu, bir de bu haftaosnu kendisi icin bir kutlama yaptik. Belcika’daki yakin akrabalari , babannesi, dedesi, halasi, kuzenleri geldiler. Cok guzel bir dogumgunu pastasi kestik. Mumlarini ufledi..Hediyelerini acti…Sonra kresindeki arkadaslarina da hediyeler goturduk. Minik su ordekleri dagittik. Ogretmenlerine cikolata verdik.
Bilmen ne kadar aklinda kaliyor bu tur etkinlikler tabi ama gonul isterki her gunu dogumgunu gibi mutlu heyecanli neseli gecsin evlatlarinin…

Nice uzun yillara..

En onemlisi nice guzel yillara oglusum, hep mutlu ol ve melekler hep yaninda olsunlar..

Monday, September 17, 2012

YENI BIR ISE BASLAMAK

Levi’s dan ayrildigimdan bugune 8 ay gecmis. Simdi yeni bir iste yeni bir duzende nerdeyse 3.ayim olacak.


Temmuz ayinda Staples diye bir sirkette ise basladim. Kriz doneminde o kadar da kolay degildi is bulmak. Bu yuzden su an bir isimin olmasindan dolayi memnunum. Is arayislari pek heyecanli bir surecti benim icin. Bu surec icinde cok sey ogrendim. Oncelikle azimli olmak, vazgecmemek, positif dusunmek herseyin basinda geliyor. Inisli cikisli gecen bu donemde kendinle de ilgili cok sey ogreniyor insan.

Ne tuhaf ki insanin yasadigi her tecrube aslinda bir sonraki tecrubeleri icin bir bagisiklik kazandiriyor. Ilk basta bir sok gibi algiliyor insan degisimi. Kimisi icin bu kotu bir haber kimisi icin heyecanli bir haber oluyor. Benim icin olumlu bir haberdi Levi’den ayrilacagimi bilmem. Lakin, bir kac hafta sonra insan gerceklerle karsilasiyor, acaba is bulabilecek miyim? Yeni isim nerede olacak? Neresi olacak? Is ve aile hayatini dengede tutabilecek miyim? Butun bu sorulara yanitlar aramaya calismak insani zorluyor haliyle. Bu surecte insan baskalarinda sucu aramaya basliyor. Bu sureci an aza indirebilmek icin yine positif dusunmesi gerekiyor. Positif dusunebilmesi icinde beynini baska islerle mesgul etmesi  gerekiyor insanin. Dibe vurmasi gerekiyor insanin arada birde. Dibe vurmak tekrar yukselise gecmek icin bir sebep oluyor cunku. Ve tekrar yukseldigini farkettiginde istedigi sonucu elde etmis oluyor…Sans ve azimle…Degisim yasayan her insan aslinda duygularinda bu surecleri yasiyor bilinci yada bilinciz. Birileri bunu semalarla da ozetlemis aslinda...

Iste bende yeni isime baslamadan once ki 5 ayimi boyle bir dongude yasadiktan sonra tekrar tutanacagim isime kavustum.
Yeni isim Levi deki ortamdan cok farkli haliyle. Burada daha bir kendi kendimleyim. Daha bireysel islerle ugrasiyorum. Benim gibi takim ile calismaktan keyif alan birisi icin buyuk bir degisim elbette ki. Her ne turlu olursa olsun islere keyif ile yapmaya calisiyorum. Sonucta ne ogrenirsem ogreneyim bunu hakkiyla yapmaliyim. Her yeni ogrendigim seyin onemli olacaginina bir gun bir yerde isime yarayacagina inaniyorum. Olumlu yanlarini gormeye, olumsuzluklara karsi olumla yanit bulmaya calisiyorum.

Simdi de Evren''e mesajimi gondermek istiyorum...Ey Tanrim, bu yeni isimde bana dogruluk ver, benim icin basari hazirla. Gonlumu ac ve isimi kolaylastir.

Umarim yeni isimde basarili olurum ve yaptigim herseyi hakkiyla yerine getirebilirim.