Wednesday, June 22, 2011

Calisan anne mi?

Kendi kendime bir aralar soz vermistim. Tecrubelerimi , hissettiklerimi hic ertelemiyecek ve bu bloga yazacaktim. Uzun bir ara vermis olmak, ipin ucunu kacirdigin corabini tekrar ormeye baslamak gibi, bastan bir efor gerektiriyor. Yasadiklarini ve hissettiklerini yazarak olumsuzlestirmek isterdin ya hep usenme dedim bugun, kendi kendime hatirlattim tekrar. Her yeni anne gibi, yeni tecrubeler icerisinde bende kimi zaman oylesine cosuyor, kimi zaman da inanilmaz yoruluyorum.

Bugun de aslinda yorgun gunlerimden biri. Gece saat 3'de bebegim uyanmis ve bir turlu geri uyumamis ...Anne olanlar eminim gulumsuyordur simdi durumuma.Uykusunu alamamis , gozleri magrur oglusumu herseye ragmen birakip ise gelmis durumdayim. Vicdanim , uyudugunu ve uyandiginda guldugunu duydugum ana kadar sizliyordu...Lakin, herseye ragmen biliyorum ki eve gittigimde ve oglumu kucakladigimda tum yorgunlugumu unutacagim ve bastan baslayacagim. Calisan anne unvaninda hala emekleme devresinde olsam bile oglumla gecirdigim, gecirecegim anlarin hayalini kurdugumda havalarda ucuyorum.

Oglum mu? 8 aylik oldu sayilir. Disleri cikti. Artik karsilikli anlasiyor, bakisiyor, birbirimize oyunlar yapiyoruz. Saclarimi tutup beni kendine dogru bir cekisi var ki buyudugunde bakalim kac kizin yuregini ziplatacak. Sozum size, capkin benim oglum, simdiden belli.
Sabahlari krese ailecek birakiyor aksamlari ailecek aliyoruz. Hala aldim verdim bir duzen oturtturamadim lakin. Avrupa'da genelde ebeveynlerden biri sabahlari digeri aksamlari cocuklarini okuldan alip bir duzen kurmus durumdalar. Hazir Avrupa'dan bahsetmisken, buradaki annelerden de bahsetmek isterim. Ozellikle de neden hic sikayet etmediklerini anlamak isterim. Sabahlari bir cocugunu okuluna, digerine kresine getiren, ucuncusunu de karinda tasiyan, sonra da isine metro ile gidecek olan anne orneklerini gorunce, sus diyorum kendime, hicbirseyi sikayet etme. Zaten bakiciydi, temizlikciydi, utucuydu seklinde kadin tutan ornekler parmakla sayiliyor. Burasi Avrupa..her isini kendin halledersin...Turkiye ise cennet misali, mutlaka isin ucundan tutan birileri vardir, yoksa da yolunu bulursun tutarsin birilerini...

Calisiyor olmak beraberinde disiplin de getiriyor aslinda. Yemegini , temizligini, alisverisini ona gore ayarlamayi ogreniyorsun. Esinle sinkronize olmayi ogreniyorsun. Baska turlu de isin altindan kalmasi zor olurdu zaten. Bu konuda sansli bir anneyim ben cok sukur.

Deniz'e gelince...
Biz anne ve baba olmaya, ve ayni zamanda calism hayatina alismaya calisirken, Deniz'de kresine, ve hayata alismaya calisiyor. 6 aylikken krese basliyor olmasi fikrine baslarda o kadar cok uzulmustum ki gece uykularim kaciyordu. Caresiz hissetmis, dualarla kendimi avutmustum. Alistirma icin krese gittigimiz o yarim gunu hic unutmuyorum. Aglayan bebekler, burnu akanlar, hapsuranlar, birbirinin sacini basini cekenler arasinda benim bebegim nasil kendi basinin caresine bakacak diye oyle cok endiselenmistim. Her anneye yavrusu ozeldir elbette. Uyutmak icin yarim saat aglattiklarinda ben de disariya cikmis aglamistim. Sonra da bildigim herkese sizin kreste nasil diye sorup sorusturup kendimi teselli etmeye calismistim. Belcika'da kres bulmak oylesine zor ki buldugumuz kres icin de sukretmemiz gerekiyor.
Neyse ki Deniz alisti herseye. Simdi o da diger bebeklerin saclarini ceken, eve geldiginde agzi burnu kirlenmis, kreste iyice yorulmus bebek konumunda..Yine de benim oglum diger bebeklerin icinde piril piril parlayan en tatli olanlardan...:-) Krese basladigindan beridir iki kere kulak iltihabi gecirdi. Tabi biz de hastalandik beraberinde...

Bir bebek buyuturken, bir insan yetistirken ve yeni gorevlerimize alisirken, bu yolda ogrenecegimiz, tecrube edecegimiz ve birbirimize ogretecegimiz kimbilir daha neler neler olacak.

No comments: