Friday, May 30, 2008

* Licht en Liefde

Calistigi sirkette insanin kendisini iyi hissedebilmesi cok onemli. Maalesef , ,etrafima, arkadaslarima ve kendime baktigimda kimsenin calistigi yerden memnun olmadigini gercegini duyuyoruz. Herkes bir sekilde birseylerden sikayetci ve aslinda herkesin de kendine gore hakli sebepleri var.
Hepimiz biliyoruz gerci, ama yine de insanin bazen ufacikta olsun memnun oldugu seyleri farkedebiliyor olmasi bazen cok da kolay olmuyor. Ama, ufakta olsa, bir an , bir gun bile olsa mutlu hissettigin birseyi onemseyebilmesi cok onemli.
Calistigim sirketi genel olarak degerlendirdigimde kimi zaman kendimi iyi hissediyorum. Evet, gunluk kosturmacalar ve detaylar icinde cogu zaman zorlandigim ve sikayet ettigim zamanlar olsa da , bazi detaylari dusundugumde kendimi kimilerine gore daha sansli hissediyorum. En azindan, kimse kimsenin ozel hayatina karismiyor. Calisma saatlarini doldurduktan sonra her ne kadar isler bitmemis olsa bile rahat rahat isten cikabiliyorsun ve kimse sana bu saatte nereye cikiyorsun diye uzerine gelmiyor. Onemli olan islerini aksatmamis olman ve hakkini veriyor olman. Is saatleri icerisinde onun bunun dedikodusuna sahit olmuyorsun yada kimse seni rengin yuzunden elestirmiyor. Nerede nasil bir egitim almis olman kimsenin senin icin referansi degil, onemli olan islerini yapabilecek yetenege sahip olup olmaman. Elbette ki sIkIntIli gunler yasaniyor. Elbette bazen haksizliga gelemiyorsun. Elbette bazen gec saatlere kadar calismak zorunda kaliyorsun. Ancak, diger ufak detaylari dusundugunde bazi seylerin kiymetini daha iyi anliyor insan. Insana deger verildigini bilmek gerekiyor cunku...
Aslinda bugun yazmak istediklerim calisma hayatimla ilgili degildi ama insana deger ve Licht and Lifde baslikli konuya nasil baslayacagimi dusunurken bir anda kendimi bunlari yazarken farkettim.
Evet, asil yazmak istedigim sirketimizin senede bir gun duzenledigi gonullu etkinliklerimiz (‘community day’) ile ilgili.
Senede bir gun, sirketimiz topluma faydali ve gonullu projeler uzerinde calisiyor. Bu projeler oyle cok buyuk seyler degil. Basit seyler. Ornegin, yaslilar evine ziyaret edip yaslilari bir gun disariya cikarip gezdirmek gibi. Ornegin, engelli cocuklar ile bir gun gecirmek veya cimleri bicmek, kimsesizlerin evlerini temizlemek gibi... Gecen sene ornegin ben, kumaslarimizdan arda kalan parcalarla, cantalar, yastiklar yapmis, sonra bunlari acik arttirmada satip 5000 euro kadar para toplayip bu parayi kimsesizler yurduna bagislamistik. Calisirken hem eglenmis hem de gunun sonunda faydali birseyler uretebilmis olmanin keyfini yasamistik.
Bu sene de cok daha farkli bir projede , cok daha farkli bir tecrube yasama sansini buldum.
Gorme ozurlulerin gelip hos bir zaman gecirmeleri icin kendilerine bagislanmis bir ciftligin bahcesinin duzenlenmesi icin calistim. Sadece ciflik havasinda calismaninn yaninda gorme ozurluleri daha yakindan tanima onlari daha iyi anlayabilmek icin de firsat bulmus olduk tabi ki.
Gorebilmemiz , gorebiliyor olmamiz , hayatta en ufak detayi bile gozlerimizle secebiliyor olmamiz ne kadar onemli birsey aslinda. Cogu zaman bunun farkina varamiyor insan. Hatta degerini de bilemiyor. Ben babaannemi hatirliyorum da kendisi katarak oldugunda ve gorme yetenegini zamanla yitirdiginde ne kadar zorlanmis olabilecegini simdi daha iyi anliyorum. Yaninda ki insanin kendisine nasil yardimci olabilecegini bilmesi cok onemli birsey aslinda. Babaannem, gozlerini yavas yavas yitirmeye basladiginda kimseye guvenemez olmustu. Bu yuzden karsinda ki insana gozlerinin guvenini kazandirabilmek icin her detayi , olup biten ve olasi her seyi anlatabiliyor olmak gerekiyor. Bir an gozlerinizi kapatip yurumeye baslarsaniz, bu ihtiyaci daha iyi farkedebileceksiniz. Zor birsey gercekten cok zor birsey. Dun bizde bu ciflikte ilk once gorme ozurluleri dinledik ve daha sonra onlarla bir alistirma yaptik. Beni en fazla etkileyen hepsinin gayette positif oluslariydi. Kendi hallerinden yasadiklarindan tecrubelerinden bahsederken bile kendilerini ozurlu veya uzgun sekilde degil, gayet normal bir sekilde anlatiyor olmalari hosuma gitti. Kendilerine acimiyor olmalari ve insanlara bagimli yasamak zorunda kalmamak icin kendi kendilerine gelistirdikleri tecrubeler beni daha da gururlandirdi. Bir gun bile olsa onlara destek olabilmis olmamiz ve onlarla bir gun gecirmemiz de benim icin onemliydi.
Ama maalesef ciflikteki agaclari budarken oylesine kendimi kaptirmisim ki hala kollarimin , bileklerimin, hatta parmaklarimin agrisini hissediyorum. Calisma hayatinda masa basinda oturmaktan ne cok hamlamisiz...
Yine de , senede bir gun bile olsa, gonullu calisiyor olmak ve sirketimizin bizi bu konuda desteklemesi hatta zorlamasi, beni bir gun bile olsa mutlu olmami sagladi. Calistigim sirket adina beni mutlu eden bu detayi, ,iyi hissettirdigi icin sizlerle paylasmak istedim. Hem gonullu calismalar icin sizlerin de istahinizi kabartabilmek, hem de calisma hayatinizda ufaktan da olsa mutlu olabileceginiz bir sebebi bulabilmeniz icin.
* Licht en Liefde, Flamanca bir isim olup, isik ve sevgi anlamina geliyor. Gorme ozurluler icin calismayi hedefleyen projeleri simgeliyor.

No comments: