Friday, May 09, 2008

Isvicre gezimiz


Gezmek uzerine birseyleri yazmayali cok zaman olmus sanki, nereden nasil baslanilmasi gerektigini bilemiyorum. Hatta bu yazinin bir yorum mu bir ani mi yoksa bir gezginin notlari seklinde mi olacagini da basindan kestirmem cok zor. Gelisiguzel biryerlerden baslamak istiyorum. Her zaman oldugu gibi de 'introduction' paragrafinda bocaliyorum.
Gezmek gormek sadece bir gorsel zenginlik degil, hem ruhunda hem hayatinda buyuk bir zenginlik bence. Hele hele bir de doga , sadece doga ile basbasa kalmanin zenginligi bambaska. Belki herkes icin degil, benim icin boyle.
Isvicre denilince insanin aklina gelebilecek herseyi gormus oldugumu dusunuyorum su an. Uzerinden bir hafta gecmis olmasi su an hatirladiklarimda bir eksi etki yaratmis degil. Biliyorum ki ama zamanla insan gezdikleri yerlerin ve anilarin detaylarini unutuyor ve tekrar geriye donup hatiralarini okumasi ve hatirlamasi ayni bir enerji veriyor.
Buraya yazarken hem bir yandan gecmis Isvicre tatilimizin heyecanini hissediyor bir yandan da gelecekte okurken hissedeceklerim icin heyecanlaniyorum.
Bu bir ani degil aslinda bir masal olabilir. Gozlerimi kapatip tekrar gezimizi hatirladigimda ilk once Hansel ve Gratel ile karsilasiyorum. Cok uzak bir cocuk masalinda degil, yolumuzun uzerinde ki 'Schwarzwald , Black Forest' Kara Orman'da ekmek kirintilani ariyor gozlerim. Lakin ekmek kirintilari yerini bio-fuel icin kullanilan bitki ortusune birakmis. (Yan fotografta gordugunuz sari bitkiler) . O gece Almanya'nin en sirin kenti diye bilinen 'Freiburg' de kaliyoruz. Aksam yemegimizde "spaetzle " dedikleri yoresel makarnalar esliginde farkli tadlari deniyoruz. Kaldigimiz otel B&B. Bir turk kizi bizimle Turkcesini tazelemeye calisiyor. Hos, bu detaylari neden ben hala aklimda tutuyorum bilemiyorum ama belki de kizin bizimle cok ilgilenmis olmasi hosuma giden.
Ben tam bunlari yazarken Colmar'i pas gecmisim. Oysa Almanya'ya gecmeden once yol uzerinde duraksadigimiz minik kasaba bir baska masal kahramanlarinin ilhami (ya da bana oyle geliyor) . Cicekleriyle butunlesmis cok sirin bir Fransiz kasabasi. Bu gezinin boyle birden fazla ulkeyi bir arada ic ice yasatmis olmasi da ayri bir avantaj bizim icin elbette.
Nerede kalmistim, evet, Colmar, Freiburg ardindan sonunda Isvicre sinirlarinin icine giriyoruz. Sinirda kontrol yok, yani sadece araba puluna bakiyorlar. Isvicre'ye araba ile gitmek isteyenler icin bilgi vermis olalim: sinira gelmeden onceki istasyonda araba pulu almaniz gerekiyor. 32 Euro gibi bir fiyati var. 1 yil boyunca kullanabiliyorsunuz. Isvicre icinde araba ile gezerken bu pulun olmasi gerekiyormus.
Isvicre icin ilk duragimiz Luzern. Aslinda Zurih'i ugramak varken, trafik ve gorudugumuz sehir manzarasi bizi biraz kendisinden uzaklastirmis oluyor. Zurih'e ugramadan yolumuza devam ediyoruz.
Sonunda Dort Kanton Golunun (Vierwaldstätterse) bir ucunda ki minik bir kasabaya Kastanienbaum a gelmis oluyoruz. Yok boyle guzel bir manzara. Bot turu ile golun etrafinda her yeri gezmek istiyoruz ama vakit yok. Karsimizda gordugumuz dag ilgimizi cekiyor. Arabayla hemen karsi tarafa ulasmaya calisiyoruz. Mt Titlis. Gec kalmis oldugumuzdan yayla havasini doya doya tattiktan , Heidi ve dedesini tekrar andiktan sonra geri donuyoruz. Bir zamanlar Belcika'nin kralicesinin oldugu kasabayi, Kussnacht 'i kesfediyoruz. Issiz olmasiyla bana gore cok sirin bir kasaba. Gerci Luzern'i gordukten sonra Kussnacht terkedilmis kasabalari hissettiriyor. Tekrar kesfedilmesini bekleyen. Fondue , bol bol fotograflar derken gezimize tekrar devam etmek uzere Luzern'den ayriliyoruz.
Luzern'nin ve cevresinin tadini hala cikaramamisim gibime geliyor ama harika bir sehir ve harika bir doga.
Tabi gezimizi cok uzun uzun anlatip da okuyanlari biktirmak istemiyorum. Yine de donus yolumuza yaklasirken, Interlaken ve Jungfrau 'dan bahsetmeden bitiremem. Gozlerimi kapattigimda gordugum seyler, hintliler , movenpick dondurmacisi, amerikali bir cift, dag yuruyusumuz (pardon trekking) ve yolda bastiran yagmur...
Derken son gunumuz, son duraklamamiz Bern ve Luxemburg.
Yan fotografta gordugunuz guzel manzara Bern sehrinden goruntuler. Oyle bir sehir ki herkes bana cok huzurluymus gibi geliyor. Sehir ve doganin birbiriyle bu kadar dengeli anlasiyor olabilmesi hosuma gidiyor.
Kelimeler bazen yetersiz kaliyor, gezip gorduklerini anlatmak icin. Okumak yerinde tatmak lazim ama siz yine de yeni oyuncagim fotograf makinamla cektigim fotograflara buradan bakabilirsiniz... Bakiniz: Isvicre Album

No comments: