Nisan 1

Nasrettin hoca pazarda dalgın dalgin yuruyormus. Tam bu sırada ensesine bir tokat gelmis.
Hoca tokezlemis bir kac adım sendelemis. Neyse toparlanıp sinirli bir sekilde arkasını donmus.
Bir bakmıs ki karsisinda hocanın 2 katı kocaman bir adam. Hoca durmus bir yutkunmus once, sonra: "bana sen mi vurdun?" demis adama.
Adam: "Ben vurdum ne olacak!" demis
Hoca: "sakadan mı vurdun ciddiden mi?" demis
Adam: "ciddi vurdum napacan?
Hoca: "Aman aman, oyle olsun... Cunku sakadan hic hoslanmam da ..."

Nasrettin Hoca ornek gosterilmez elbette ama bende sakaci birisi hic olamadim velhasil. Gerci cok ciddi oldugum da soylenemez ama hani ne zaman saka yapmak istesem elime gozume bulastirmisimdir. Icimden gecse bile , soyle bir muziplik yapip bir saka yapsam sasirtsam etrafimi seklinde, belli ederim hemen. Bu yazimda da nelerden bahsetmek istedigimi hemen belli ettigim gibi. Ama kim istemez gulumsemeyi? Hazir 1 Nisan olunca, ama sevdiklerimi gulumsetmek adina aklima da hic bir cin fikir gelmiyor ki...

Ama cocukken durumlar daha farkliydi sanki, daha bir cingozluk degil tabi de Nisan 1 geldi mi minik beyinciklerimizde de binbir fikir canlaniverirdi sanki..Haliyle simdi cocukluga ait o duygulari hatirlarken gulumsemeden gecemiyor insan. Kime ne sakasini yapacagini dusunmek ; kendine yapilanacaklara hazir olmak adina aklimda kalan tek sey ise o gunlere ait hisler. Ne yazik ki ne yaptigim ne de yapilan hicbir sakayi hatirlayamiyorum ama o gunlerden bugunlere kalan duygulari hatirlamak gulumsemeye yetiyor iste...
Keske hayata da o zamanlarda oldugu gibi toz pembe bakabilsek , her zaman olmsada arada sirada en azindan. Keske minik sakalarla dolu bakis acilarimizda o ciddi sandigimiz seyleri gulumseyerek daha basit kavrayabilsek hayati; o mizah yonumuzu canli tutabilsek, tabi kimseyi kirmadan, olumsuz etkilemeden. Hayal gucumuz hep cocuklugumuzdaki gibi sevimli muzriplerle zenginlesse ve buyudukce o hayal gucumuzu yitirmesek.

Dilemek guzel tabi. Ama Nisan 1 sakalari sadece cocuklugumuzda degil ki? Bir sakayi dusunmek icin hic zamanimiz kalmadi demeyin...Bak kimileri ciddi ciddi dusunuyor gibime geliyorOrnegin BBC de gecen yillarda bu gun, Burger King'in solaklar icin hamburger icat edildigi haberleri duyulmus. Hem sonra sgaclarda spagetti uretildigi...Hepsi de gercekten Nisan 1 sakasi...Kimilerin inandigi, kandigi ve sonradan gulup gectigi...

Peki bu Nisan'1 nereden geliyor, nasil olmus da bu gun tum dunyada sakalara konu olmus dersiniz?
Bir rivayete gore ise Fransa´da 1564´e kadar yıl 1 Nisan gunu baslarmış. Fakat o yıl kral Charles IX takvimi degistirme kararı vermiş. Ve 1 Ocak uygulamasına gecilmis. 1 Ocak 1565 tarihinde herkes birbirine hediyeler sunmus, "mutlu yıllar" dilemis.Fakat 1 Nisan gelip cattığında bazı cingoz muzipler, sanki yılbası kutlanıyormuscasına, eskiden olduğu gibi yine hediyeler alıp vermisler. Bunu muziplik nedeniyle "saka" niyetine, "gulmek icin" yaptıklarını soylemisler. O gunden itibaren, her yılın 1 Nisan gunu, buyuk-kucuk herkes biribirine saka yapmaya koyulmus

Fransa´da yılın bu doneminde, yani Nisan ayının basında, balık avı yasaktır. Zira bu donem balıkların ureme mevsimidir. Iste boyle bir ortamda muziplik yapmayı sevenler balık avcılarını kandırmak icin ırmaklara ciroz ringa balıkları atmıslar. Atarken de "Nisan Balıgı” diye bagırmıslar.Gunumuzde tatlı sulara balık atılmıyor, ama balık seklinde cikolatalar yeniliyor, dostlar isletiliyor, insanların arkasına kagıttan balıklar ilistirilerek gulusmelere yol acılıyor.Nisan Balıgı gelenegi Belcika´da da cok canlı ve yaygın. O denli yaygın ki ulkenin tanınmıs politikacılarının da katılım ve katkılarıyla radyo, TV ve gazeteler araciligi ile uydurma haberler yayabiliyorlar.
Hikayesi ne olursa olsun, nasil olursa olsun, birbirini incitmeden, kirmadan, guldurmek adina arada bir hayata sakaci gozlerle de bakabilmek lazim..Bu bahaneyle bende herkese bugun oncelikle guzel bir gun, ve guzel bir 1 Nisan dilerim...