Thursday, September 11, 2008

Kahvenin hatirina..

Gonul ne kahve ister ne kahvehane, gonul muhabbet ister kahve bahane...
Ne o, sicak muabbetler esliginde yavas yavas yudumlayarak ictigimiz kopuklu kahvelerimiz henuz sogumadan bir anda "wireless" network ile mi karsilastiniz?
Yoksa, randevunuze gec kalmamak icin erken ciktiginizdan bilgisayarinizda emaillerinize bakarken bir yandan da kahvenizi yudumlamak istiyorsunuz?
Ya da vaktiniz pek dar, evden ciktiniz, kahvalti bile yapmadan, is yerine giderken yolda 'ucuncu' mekanimizda ayilmaya calisiyorsunuz?
Eger Belcika'da yasiyorsaniz belki de su an Starbucks' I ozluyorsunuz.
Ya da benim gibi bu yazinin nereye varacagini merak ediyorsunuz..
Efendim, aslinda isin ozeti, bir turlu hayat tarzina hemen donusevermis olmasindan dolayi Starbuck'I biraz kiskaniyor hatta biraz da gicik oluyorum. Maalesef, bendeniz kahve'yi karton kutular ve bir kalabalik kosturmaca icinde degil, yerine hos muabbetler esliginde kopukleriyle icmesini tercih edenlerdenim.E bu da isleri biraz zorlastiriyor gibi. ' Gonul ne kahve ister ne kahvehane, gönül muhabbet ister kahve bahane... ' sozleri ne guzel soylenmis..Bu yuzden olsa gerek, kahve molasi ve mekanlari hep onemlidir benim icin Kahveyi hizli icip tuketmek yerine kendisine vakit ayirmak isterim.
Tabi Kahve denilince aklima ilk Turk Kahvesi gelir. Sunus sanati ve tadindaki gerceklikle beni agirlar. Osmanli saraylarinda misafir konuk seklinde hissederim.Fal bakmasini ve baktirmasini da severim. Kahvenin tadinda toparlandigin kadar fincanin icinde dagilirsin falin. Ne demisler, Fala inanma, falsiz da kalma..
Sonra Belcika'nin minik kafe'lerinde kopuklu, sutlu, sade kahve molalarini severim. Yaninda minik cikolatasi heyecan katar. Arka fonda bir piona calar gibi gelir bana. Dinlenmis, arinmis kaldirir beni masadan..
Boyle bir hayramligim varken, Starbucks'I dusununce, kahvenin buyusu sanki bozulur benim icin..O kutunun icinde ve yerini vakti olmayan insanlar, yada vakit yaratamayan insanlarin kosturmacalari alir. Aklima gelen, trafik sesi, "iskoliklik' yada "koliklik" diyelim , rekabet, televisyon dizilerinden ornekler...iste ne yapayim…
Televisyon dizilerinden ornekler derken, aklima gelenler..Elinde Starbuck's ile bir yerden bir yere kosturuken genc delikanli, alisveris torbalari arasinda kollarini kaybetmis genc kiza carpar ve filmizmiz baslar. …Bu film genellikle NewYork veya Chicago'da kalabaligin icindedir..Ya da elinde laptopu wireless calisirken kizcagiz Starbucks kafesininden iceriye girer ve adamcagiz ile goz goze gelirler..ama tum bu masallarda vakit azdir, kosturmaca vardir, kahvemiz de karton bir kutunun icinde sagolsun soguk havalara elverisli sicaklikta hizmete hazirdir. Tadlarina diyebilcegim birsey yok tabi , benim sorunum sadece bana kattigi hayaller ve hayat tarziyla ilgili..
Ama tum bu sikayetlerimi geri alabilecegim en azindan bir sebebim var artik…"En azindan" diyorum cunku hala hayallerimi degistirebilmis degilken yine de Starbuck'u bu guzel bulusundan dolayi kutluyorum. Guzel bir dusunce ile biraz olsun benim gibi "garip" dusunen 'kahve' musterilerine biraz care bulmuslar.. O eski muabbetlerin yerini doldurabilecek kahve kulturu orneklerinden yavas yavas uzaklastigimiz gercek..Yine de yerini tutturamasa bile, kahve icmek isteyenlere zaman ,dusunecekleri bir ortam yarabilecek, kimilerinin akillarina isleyebilcek guzel bir bulus yapmislar.."The way I see it.."
Her bir kahve kutusunun uzerinde ayri ayri anlamli sozler eklemisler..
Ornegin bir tanesi var ki cok hosuma gitti benim. : The way I see it is not necessarily the way you see it, or the way it is, or ought to be. What is more important is that we are all looking for it and a way to see it (Desi Di Nardo-Author and poet , she lives in Toronto Canada)
"Benim gordugum sekil , senin gordugun sekilde olmak zorunda degil, ya da oldugu gibi , yada olmasi gerektigi gibi.. En onemlisi , ikimizin de bakiyor olmasiz ve bir sekilde gormeye calisiyor olmamiz"
Ozetle..
Bana katilmiyor olabilirsin, yine de kahve icerken, afiyet seker olsun ,
her zaman bir kahve molasinda hayata dahir guzel bir his, bir soz , bir bakis acisi yakalayabilmeniz dilegimle..


No comments: